Troller aslında mitolojik varlıklar. Nasıl oldular da sosyal medyanın kahramanı oldular, gerçekten çok acayip. İskandinavya folklorunda genellikle dev ya da cüce olarak resmedilen, mağaralarda yaşayan efsanevi, çirkin yaratıklar olan Troller, modern çocuk hikâyelerinde genellikle köprülerin altında bekleyen, yolcuları çeşitli işlerle oyalayan veya haraç kesen karakterler olarak anlatıldılar. Öte yandan Trol adı verilen ve balık sürülerini yakalamak için kullanılan bir ağ atma yöntemi de var. İşte her iki tarif de aslında internette huzur bozan, sağa sola sataşan, yoktan yere sıkıntı yaratan, sarkıntılık yapan, başkalarını tuzağa düşüren kullanıcıları tanımlayan bir sıfat haline geldi.
Çok ilginçtir ki bu tanımlama ilk olarak Wikipedia sayfalarına bilgi girmeye çalışan kullanıcıları kasten engelleyen, bilgileri çarpıtan kullanıcılar için kullanılmaya başlanmış. Her ne kadar, tam olarak ne zaman kullanılmaya başladığı çok da kesin olmasa da, en yakın tahmin bu. Zamanla hızla yayılan sosyal medya iletişimi Troller için de bir “haz” kaynağı haline geldi. Aslında Trollemek olarak adlandırılan her durum, bir nevi sosyal internet ahlakına karşı hukuk ihlali olarak da tanımlanabilir.
Trollemek ne demek?
Troll’ün kesin bir tanımının altını çizmek mümkün değil. Çünkü bir disiplini yok. Her hangi bir kitaba da uyması gerekmiyor. Trollemek doğası gereği her türlü şekilde düzeni bozabilen bir davranış biçimi haline dönüşebiliyor. Bundan dolayı bunu yapmak trollemektir gibi kesin bir tanım koymak mümkün olmuyor. İnternet camiasında her şey trollenebilir. Yorumlar, tartışmalar, günlük haberler, videolar hemen her şey bu saldırılardan nasibini alabiliyorlar. Ancak trol eyleminin en yoğun olduğu yerler yoğun sosyal medya tartışmalarının yapıldığı tartışma öbekleri olarak gösterilebilir. Bu zihniyete sahip kişiler tartışmaların seyrini kolayca değiştirebilir, konuları saptırabilir ve tartışmalar çıkartarak keyiflenebilir.
Trol kime denir, trol ne yapar?
İnternet trolleri Twitter, Facebook, Instagram gibi sosyal medyalar aracılığı ile kullanıcıların keyfini kaçırmak, küçük düşürmek, dışlamak veya anlamsız konularla münakaşa ortamı yaratmak için var olan karakterlerdir. Tek amaçları insanları birbirine düşürerek ortamda küçük düşmelerini sağlamak olan bu kullanıcılar, egoist ve kötü karakterli, içten pazarlıklı, fanatik hatta çoğu ırkçı ve ön yargılı tipler olarak karşımıza çıkarlar. Ancak bu tamamen bir aldatmaca da olabilir. Çünkü tüm bu özelliklerin yanı sıra troller son derece zeki insanlar olarak da dikkat çekerler. Toplumsal hafızaları oldukça gelişmiştir. Hangi noktada nasıl dikkat dağıtılacağını iyi bilirler ve bu yüzden sadece bu yeteneklerinden dolayı sosyal medyada on binlerce takipçi kazanabilirler.
Kaç çeşit trolleme yöntemi var?
Her ne kadar kategorize edilmesi mümkün olmasa da trolleme teknikleri; espriden kaynaklanarak kafa bulan bir temel üzerine oturduğu gibi, tamamen kandırmak ve konudan saptırmak olarak da uygulanabilir. Kullanıcıları başka zeminlere çekerek ifşa etmek gibi amaçlar da güdebilir. İnsanların küfür etmesini sağlamak veya nefret söylemlerine yöneltmek de bir “trolleme tarzı” olarak tanımlanabilir.
Trollerin motivasyonu nedir?
Trollerin sadece haz almak ve kendi egosunu okşamak için gündem yaratmaya çalışması, ilk başta gelen motivasyon sebeplerinden biri. Bazen belli bir siyasi veya toplumsal görüşü savunan insanların, sadece farklı durumlarda davranışlarını ortaya çıkarmak adına trol eylemine maruz kaldıklarını görebiliyoruz. Manipülasyon yapmak, yapay gündem oluşturmak, siyasi görüşleri ve dini inançları kullanmak trollerin en çok haz duydukları durumlardır. Böylelikle kendilerinden bahsedilmesini sağlarken hem nefret hem de hayran kazanmayı başarabilirler. Troller her iki durumda da kendilerini tatmin olmuş hissederler.
Trolleme örnekleri
Twitter kullanıcısı Cihat Akbel’le Aylin Aslım arasında yaşanan olay aslında bu duruma küçük ve etkili bir örnek. Bilenler hatırlar, olay şöyle gelişmişti: Aylin Aslım’ın “Abazan trollerin neşeli saatleri bu saatler. Adamsınız, adamın dibisiniz” tweetine Cihat Akbel alınmış gibi yaparak, arkadaşlarıyla birlikte “Özür dile Aylin Aslım” etiketi başlatmış ve etiketin altına birçok insan yorum yazmıştı. Bunların arasında espri içerikli tweetler de vardı ancak hakaret içerenler de hatırı sayılacak derecede fazlaydı. Sonuçta Aylin Aslım’a destek veren arkadaşları Redd grubunun solisti Güneş Duru, Ahmet Mümtaz Soysal, Ece Temelkuran gibi isimler, aslında olanı biteni çok irdelemeden bu tuzağa düştüler. Aylin Aslım’ı korumaya geçmişlerdi. Bu noktada bir gönderi altında kısa bir süre içinde karşıtlar ve yandaşlar kapışmaya başlamış ve kolaylıkla “linç kültürü” sosyal deneyini görebilmek mümkün olmuştu. Kısaca belki de masum bir mizah iletisi olarak başlayan basit bir şaka, bir anda ortalığı karıştırmıştı.