Günümüzde teknoloji, cep telefonu ve internet bağımlılığı giderek daha tehlikeli bir hale gelmiş durumda. Bu yazıda Nomofobi, Netless ve Sosyal Medya Fobisi Nedir detaylı olarak ele alınacaktır.
Neredeyse herkesin elinde bir akıllı telefon var ve facebook derken, twitter derken, instagram derken hem zaman, hem de internet paketleri su gibi akıp gitmeye ediyor. Çevrimiçi hayat; çeşitli bağımlılıkları, fobileri, davranış bozukluklarını da beraberinde getirdi. Durum öylesine ciddi ki, bazı kişiler telefonsuz kaldıklarında tam anlamıyla ciddi bir gerginlik ve huzursuzluk sergiliyorlar; Nomofobi de bunun üzerine ortaya atılmış bir terim.
Nomofobi, Netless ve Sosyal Medya Fobisi Nedir ?
Şimdi bu kaos içerisinde arada bir kendinizi yoklayabiliyorsanız eğer sosyal medya okyanusunda ne kadar yalnız olduğunuzun da farkında olmalısınız. Çünkü siz ve herkes bu denizlerde bir şeylerden korkarak ilerliyor.
Sosyal Medya Fobisi Nedir?
Sosyal Medya Fobisi tanım olarak yeni bir korku çeşidiymiş gibi görünse de aslında gerçek hayatta yaşanması son derece mümkün olan, asosyal kişilik bozukluğunun dijital hale dönüşmesini de çağrıştırıyor.
Sosyal medyada yaşanması mümkün beğenilmemek, trol tuzaklarına düşmek, kandırılmak, ifşa edilmek, özel bilgilerin açığa çıkması gibi birçok negatif durum, sosyal medya fobisini tetikliyor. Aslında bu fobinin oluşmasında en büyük etken yine kişinin kendisi oluyor. Çünkü sosyal medyanın albenisine kapılarak tüm özelini paylaşmaktan kaçınmıyor, sonunda bu bilgiler vasıtasıyla taciz edilince de sonucu bir travma olabiliyor.
Bu durumun aynısı gerçek hayatta ötekileştirilmek olarak karşılık buluyor. Sanal ağlarda hemen yayılan bu durum, dijital dünyanıza sizi sıkıştırıyor ve yalnız kalmanıza yol açabiliyor. Aslında çevrim içi yaşanan bu sıkıntılar, gerçek hayattaki sosyal bağlarımızı da etkiliyor.
Netless Fobisi Nedir?
Teknolojinin yaygınlaşması, internet bağımlılığı gibi yeni bir sıkıntıyı da başımıza sardı. İnternetsiz kalma korkusu yeni alışkanlığımız çevrimiçi yaşamdan uzak kalma endişesi ya da fobisi olarak tanımlanabilir.
Araştırmalar internet bağımlılığının, alkol bağımlılığına oldukça benzediğini ifade ediyor. İnsanların kendilerini bir maddenin etkisine maruz bıraktıklarını ve bundan yoksun kalmalarının belli sinir yıpranmalarına, endişe (anksiyete) durumlarına ve fobilere yol açtığının da altını çiziyor.
Bu bağımlılığı yaşayan kullanıcılar tıpkı alkol bağımlılarının alkole hissetleri ihtiyaç gibi, günün erken saatlerinden başlayarak gece geç saatlere kadar anlamsızca çevrimiçi kalabiliyorlar.
İnternet olmazsa neler kaybedeceğiz korkusu!
Netless fobi yani aniden bağlantışız kalma korkusu bu tip kullanıcıların tüm yaşantısının bir anda alt üst olmasına sebep oluyor. İnternet bağımlısı kullanıcılar bağlantıdan yoksun kalınca bakın neler kaçırdıklarını düşünerek bunalıma giriyorlar:
-Şehir hayatında kolay kolay kurulamayan sosyal bağlantıları internet üzerinden kurabilme avantajları,
-Yabancılarla kolaylıkla ve risksiz olarak ilişkiye geçebilme,
– Kendilerini dizginlemeden, özgürce düşüncelerini, duygularını ifade edebilme fırsatı,
– İnternet üzerindeki paylaşılanları kendi güvenli ortamlarında ses çıkarmadan dinlemek ve izleyebilme olanağı,
-Pornografi bağımlılığı,
-Bilgisayar başında, kendi evrenlerinde daha mutlu olma alışkanlığı;
Tüm bunlar internet bağımlılarının avantaj olarak değerlendirdikleri ve yoksun kaldıklarında bunalıma girdikleri durumlar olarak değerlendirilebilir.
Nomofobi Nedir?
“No Mobile Phone” İngilizce kalıbının kısaltılmışı olan Nomofobi, cep telefonundan uzak kalma korkusuna verilen isim. 10 yıl kadar önce her hangi bir literatürde yer almayan Nomofobi, son 3 senedir artık bir teşhisin adı oldu.
Telefondan uzak kalma, telefonun kapanacak olabilme ihtimali, telefonu sık sık çağrı ve uyarı gelmeden kontrole etme, bataryasını sürekli şarj etme veya biteceğinden endişe duyma gibi davranış bozukluğu belirtileri gösterenler Nomofobik olarak tanımlanıyorlar.
Yapılan araştırmalar Nomofobik kullanıcıların;
– Yanlarında iletiimden kopmamak için yedek ikinci bir telefon taşıdığını (kadınlarda bu daha fazla kullanılan bir yöntem)
– 18-24 yaş arası kullanıcıların cep telefonsuz kalmayı “Tam bir trajedi” olarak değerlendirdikleri,
– Obsesif biçimde cep telefonunun veya mobil cihazının yanında olup olmadığını kontrol ettikleri,
– Cep telefonları güvenli bir yerde olsa bile onu kaybetme endişesini hep yaşadıkları gözlemlenmiş.
Sonuç ve teşhis
Ancak yukarıda saydığımız tün teknolojik rahatsızlarda kullanıcıların bir kabahati olmadığını da söylemek gerekiyor.
Neden derseniz; tüm sosyal ağlar, elektronik alışveriş olanakları, e-devlet, e-bankacılık gibi hayatımıza katılan yeni ve bağlayıcı teknolojiler kullanıcıları bir şekilde mobil dünyaya bağımlı kılabiliyor. Bazen sosyalleşme ve devamlı iletişimde kalma arzusu, bazen tam tersi olarak reel hayattan uzaklaşmak; kişiliğini, fiziğini saklayacağı anonim bir ortam olarak internete sığınma isteği insanları internetsiz olamamaya itiyor.
Yapılan araştırmalar aşağıdaki gibi bir sürecin yukarıda anlatılan sonuçları doğuracağını net bir şekilde ifade ediyorlar.
Peki, siz bu tanımları bünyeniz de barındırıyor musunuz kendinizi yoklayın test edin!